30 Aralık 2007 Pazar

Bi dakka!

ya şimdi dikkat ettim, insan ayda bir yazar mı ya, yuh be.
dalalet içindeyim, hatayı telafi edecem ki öyle böyle değil.
arkadaşım hayat hakkaten zor yav.






şimdi o kadar bilgisayar oyunu yapılıyor, bunlardaki dolanımı, dolu-boş oranını nasıl ayarlıyolar? 3d architect diye bişey varmış bak. belki kent plancılığı dediğimiz şey bu yönde ilerler, gerçeğine dokunamıyoruz zira kolayca.

gizem var liseden. itüde son sınıf şimdi. pek bi mimar, yazıyor hem: http://iampsychick.blogspot.com .


jüri mi, ne jürisi?
daha çok çalışmak lazım.

23 Kasım 2007 Cuma

What a wonderful return is that!? Spectacular!

merhaba.
utanmadan merhaba.

Kanyon'un bu kadar olduğunu bilmiyordum ben, bi akmerkez, yeni bi tiki mekanıdır dediydim en başta. Neymiş be arkadaş. törkiş dilayt.

Sınavlar fena oldu şöyle oldu böyle oldu. Düşe kalka gidiyoruz. Baki kalan şu kubbede bir hoş dizayn imiş.

Ben farkındayım buraya düzgün bi maket olsun bi proposal olsun, süreci gösteren, işe yarayan, "ayna olacak iş"lik bişey koyamadım, ama olacak, olmadı portfolyo tadında koyacam şuraya.
Plan üzerinde çalışıyorum, bloklar mloklar şunlar bunlar, malzeme seçmek, cephe yerleştirmek, şöyle böyle.

Charles Correa gelmiş Istanbul'a geçen. çak korea, speys difayn.
Daha sık yazarım gayrı.

28 Ekim 2007 Pazar

Dizayn düzen demektir ? Holi Şit.


Buralar kompile 'Site'.
31 Ekim Çarşamba jüri var. Ön jüri.

House2Work1 yapısını koyacağımız site'ı yaptık geçen. Arazinin etrafındaki binaların cephelerini yaptık (13 katlı bi apartmanın dört cephesi!?), kotlar falan. Güzel oldu. Yordu.

Ön jüri mevzusuysa yapacağımız kekin kalıbı. Kalıp=altlıkmış.
Yapı içini organize etmeden, ulaşılabilirliği ifade edecez. Final jürisinden daha zor sanki. 1/200+1/100 maket olacak. Skeç mkeç.

Baver: "Vitruvius demiş ki: 'Mimariye hakim olmak isteyen her türlü sosyal konuya da hakim olmalı; fizik, tıp, güzel sanatlar, matematik bla bla.'"
Vitruvius zamanında calculus mü vardı arkadaş,kardiyoloji diye bi dal mı vardı.

18 Ekim 2007 Perşembe

Kardelen Ayşeee Kardelen Ayşe.




Japon yapıyo arkadaş.

Mahatma Gandhi Caddesi, Ufuk 1 Sitesi yanı boş arazi, orayı dolduracağım.

13 Ekim 2007 Cumartesi

Renaissance



Renaissance, Christian Volckman adlı Fransız yönetmenin animasyon (siyahbeyaz 3d tabanlı) noir filmi. Film 2054'teki bi kaçırılma&kovalanma hikayesini anlatıyor ve fazlasıyla başarılı. Benim şu satırları döşememin sebebiyse filmdeki distopyanın tasarımının fazlasıyla özenilmiş, detaylarına kafa yorulmuş olması. Ucubik küresel binalardan oluşan bi gelecek tasviri yerine, kendini farkettirecek bişeyler denenmiş. Daha sonra gugılda arattırdım, yönetmen de konuya taktığını kabul etmiş, evet benim demiş.

Jüri biter yazı kalır...




Altıkolonaltıpabuçüçslebin sonuna geldik. Isınma turu gibi geçti bu ara, fena da olmadı, adaptasyon-artikülasyon-sirkülasyon.. Evet ne diyorduk? Maket için çürüdüm üç gün, eski sabahlamarımız da an itibariyle yok, cumadan salıya, sabah sekiz akşam onbir diyerek devlet memurluğuna meydan okuduk, okudum. En başta tiksinsem de fena olmadı diyorum, di mi yov?

Yeni ödev 2,5 aylık dönemi kapsayacak olan 2house 1work hikayesi: iki ortak var hem private hem public bu adamlar, aileleri var, aynı bütünlük içerisinde (under the same roof?) yaşayacaklar iki ayrı space'de, ortak noktalarıysa çalışacakları mekan&ofis kırması space. İlk gerçekçi işimiz bugüne kadarki. Site ise GOP'taki Mahatma Gandhi Caddesi'nde boş bi arazi. Arazi demek hakaret olası zira karşısındaki binadan daire kirası sorduk amca "onüçbindolar" deyince benim gözlerime bi perde indi. Mekan çok şahane ama.



Yeni ödev öncesi case study ayağına "bir mimar bir eser" araştırması&detaylandırması var, ben Rem Koolhaas'ın Maison a Bordeaux'süyle ilgileniyorum. Ev hakkaten çok güzel. Gidip görülesi, Rem Koolhaas öpülesi.

1 Ekim 2007 Pazartesi

Arch 201 ilk jüriye doğru, ve diğerleri...



İlk projenin sonuna doğru yaklaşıyoruz. Posterler hazırladık, proposal (bu kelimeye alternatif bulmalı-öneri,deneme hoş değil) maketler hazırlandı. Free plan free façade diyerek yapılanlar olgunlaştı. Ama ben hala şüpheler içinde, "delirium"lardayım. Katl-i vacip şeyler türetiyorum sürekli.

Dolu-ya koy-dum alma-dı.
Boşa koy-dum dolma-dı.

Deneme bir ki, jüri 8 ekim pazartesi. Maket fotoğraflarımı ve fotoğrafları yayınlayacam, düzene koymaya çalışıyorum.

Arch 221- Suna Güven sanat tarihi dersi veriyor, ders dolu dolu ama ben dolamıyorum, daha fazla ilgi göstermek lazım. Lisede sanat tarihi dersi alan bir insan duysam "oha ne güzel" derdim, şimdiyse ilgi göstermiyorum, serde denyoluk var, evet.

Cuma günü diğer section'umuz (takribi 50 kişi-vasati 40 çöp) Antalya'ya gidiyor. Projeleri köy temalı. Daha fazla bilgiyi başkasına yazdıracam burada.


Yüksek Sakatat: "Belki üstümüzden Corbusier geçeeer.."

Haluk "the God" Zelef, "Freehand Architectural Drawing" dersi veriyor. Alamıyorum, almayı isterdim.

24 Eylül 2007 Pazartesi

Maison Domino




Assignment 0: Maison Domino by Le Corbusier

201 dersinin ilk konusu Maison Domino denen mevzu. Le Corbusier'in tasarladığı ileride apartman sistemlerine kaynaklık edecek olan kolon&düzlem sistemi. Bizden beklenen bu iskeletin içini çeşitli fikirlerle kapamak, doldurmak, tasarmak. Case Study olarak mevzuyla alakalı posterler hazırladık. Baver de "Villa Savoie"un maketini hazırlamış (aferim ona), onun üzerinde de tartıştık, kolonlu yenilikler ve Le Corbusier temalı. İlk proposal maket çarşambaya.




Model denedim ben de, sağol SketchUp.

Diğer derslerimizse şöyle:
ARCH 221 History of Art and Architecture
ARCH 231 Statics and Strength of Materials
ARCH 251 What Building are Made of
ARCH 291 Landscape Design


ve: elimi kestim üç dikiş atıldı.

21 Eylül 2007 Cuma

Sabahlama yasaklansın!

Soğuk gecenin ayazında kampüs içinde gitmek istediğiniz yere ulaşmaya çalışırken görürsünüz; mimarlık fakültesinin ışıkları açıktır, içeride çalışan da vardır uyuyan da ama fakülte hiçbir zaman komple uyumaz, bazal metabolizmaya bağlamaz varlığını. Jüri vaktine yakınken tanımadığınız komşu gelir silikon tabancası ister, geri getirmez, en sonunda beş kişi bir tabancayı kullanırız. Arka masada oturan arkadaş koşa koşa gelir: "hacı maç ayarladım yan stüdyoyla, hadi uykumuz kaçsın." der. Yemekler söylenir hep beraber yenir, gece üşüdüğün an arkadaşını görürsün, battaniye ona fazladır, gidip yanına sığışırsın. Öyle deniyor ki bunlar yakında son bulacakmış, fakültenin öğrencisi fakülteye zarar veriyormuş, gece çalışması kontrol edilmeli, olmadı engellenmeliymiş. Ne kadar olabilesi bilemiyorum ama, bunun gerçekleşmesi demek fakültenin ölümüdür, "kiip dı sipirit" arkadaş, bunun karşısında durmak elimizde.

Seneye başlarken.



Ana kapıdan giriyorsunuz, sağa dönüyorsunuz, yürüyorsunuz. Kırtasiye civarında merdivenden iniyorsunuz, karşınızdaki panonun sağından ilerliyorsunuz. En sondaki stüdyo, artık oradayız. Birinci sınıfta bu blog işine girişmek isterdim ama biraz ağırdan aldım, bir sene geçti. Birşeylerin olgunlaştığı sene bu sene söylenenlere göre, bense ne zaman emin olurum bundan, bilmiyorum. Olgunlaşıp düşeceğim vakti (evet Tuğrul Hoca) burada günlükleyebilirim, evet yapabilirim.